Türkiyede'ki Göktaşları

Ülkemiz göktaşları ile ilgi güncel internet adresinden şu bilgiler yorumlanarak alıntılanmıştır5: “Göktaşların ülkemizde bilimsel olarak araştırılmasını, 1933 yılında ilk kurulan bölümlerden olan İstanbul Üniversitesi Astronomi kürsüsünde başlatıldığını ifade edebiliriz. Bununla birlikte, yayın yapma bakımından, göktaşlarıyla ilk uğraşıların ne olduklarını, son yıllarında bilim tarihi araştırmalarına ayıran Prof. Dr. Erdal İnönü’nün kitaplarından öğreniyoruz. Buna göre, ilkin 1940 yılında Dr. Nadir Doğan (Ankara Üniversitesi), yeryüzüne düşen mikro- göktaşların toplanması ve mıknatıs çekip çekmediği durumuna göre ayrıştırarak adet sayısı ve zaman analizi şeklinde çalışmalarının olduğu görülmektedir. Gerçekten göktaşları demir içeriği ile ilk araştırma aşamasını sağlamalıdırlar. Bir başka göktaşı araştırmacısı olarak, Prof. Dr. Abdullah Kızılırmak’ı (Ege Üniversitesi) sayabiliriz; 1955’li yıllarda Türkiye’ye düşen göktaşlarını toplayarak tanılarını yapmıştır. Bunlardan birisi de bu tez çalışmasına konu olan Çanakkale göktaşı olmuştur.

Yukarıdaki gökbilimciler dışında, yer bilimciler de göktaşlarını incelemişler ve bilimsel çıktılarını yayınlamışlardır. Bunlara iki örnek şöyle verilebilir: (1) K. Çolakoğlu ve M. Ceylan (1981, Ağrı-Akyumak göktaşı). (2) A. Çağatay ve İ. Çopuroğlu (1989, Sivas-Şeyhhalil göktaşı).

Yaklaşık son 20 yıl içerisinde gökbilimcilerimizden Prof. Dr. Mehmet Emin Özel, göktaşları üzerine eğilmiştir. Göktaşı çalışmasını daha da ileri götürmüş, ülkemiz sınırları içindeki göktaşı kraterlerini tarihi belgelerden bulup çıkartarak uzaktan algılama verileri yardımıyla araştırmıştır. Bunun üzerine lisansüstü tezleri de yönetmiştir. Mekke-Kabe’de ve İstanbul’un bazı tarihi camilerinde yer alan siyah taşların acaba göktaşı olmasınlar düşüncesini de seslendirmiştir. Didim (2007) ile Kemer (2008) göktaşlarını da incelemiş ve Uluslararası Göktaşı Bülteninde yer almasını sağlamıştır.

Maalesef ülkemizdeki göktaşı araştırmaları çok disiplinli gerçekleştirilmesi yapılamadığından istenen sayıda SCI makale üretilmesi sınırlı kalmıştır. Araştırma gruplarının kurulamaması

5http://meteoritcalismagrubu.org/turkiyede-meteorit-calismalarinin-baslangici (Ziyaret tarihi: 5.08.2019, 12.11).

19

nedeniyle de yayın sayısında süreklilik sağlanamamıştır. Bununla birlikte, son yıllarda yan uğraşı olarak ilgilenen yeni gökbilimcilerimize ek olarak, atom ve molekül fizikçilerimiz, jeologlarımız ve kimyacılarımız gibi farklı disiplinlerden yeni ve genç araştırmacılarımız da grup olarak göktaşları üzerinde yoğunluklu olarak araştırmalarını sürdürmektedirler.

Uluslararası Göktaşı Bülteninde Türkiye’ye düşen 16 göktaşı yer almıştır. Bu teze konu olan anakkale göktaşı listede 4. sırada yer almıştır. En güncel olanı ise Sarıçiçek göktaşıdır (2015, Bingöl). Bununla ilgili uluslararası işbirliği içerisinde bilimsel araştırmalar sürdürülmektedir.

Bir de aynı kaynakta6 bu 16 adet göktaşının yılları ve kütleleri verilmektedir. Buna göre, 1883– 2015 yılları arasında 132 yıl boyunca ülkemiz topraklarına ortalama 8±46 yılda bir göktaşı düştüğü anlaşılmaktadır. En küçüğü yaklaşık 6 gr ve en büyüğü 152 kg olmak üzere ortalama büyüklükleri yaklaşık 25±43 kgdır.

2.4. ÇANAKKALE GÖKTAŞI

Envanterimizdeki meteoritlerden biri de 1964 yılı Temmuz sonuna doğru Çanakkale’ye (Şekil 2.5’te) düşen yaklaşık 4 kg ağırlığındaki göktaşıdır (Kızılırmak, 1964). Tam düştüğü yerin enlemi 39° 48(Kuzey) ve boylamı 26° 36(Doğu) olup Bayramiç ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır (Şekil 2.6). Üç parçaya bölünen göktaşından 1074,64 gr olanı İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde bulunmaktadır (Şekil 2.7).

Çanakkale göktaşının şekildeki görünen boyutları 13,2 × 10,5 × 5 cm ve toz yöntemle ölçtüğümüz yoğunluğu da 1,50 gr/cm3‘tür. Ayrıca, Radyoaktivitesi 2 6 Bq ölçülmüş olup havadaki radyoaktivite (0 – 10 Bq) sınırları içerisinde kalmıştır. Ölçüm çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf Şekil 2.8’de verilmiştir.

Meteoritlerin kimyasal özelliklerine göre sınıflandırıldığında Çanakkale göktaşı “taş” meteorit grubuna girer. Taş (aerolit) meteorlar demir, silikon, karbon, magnezyum, alüminyum ve oksijenden oluşur. Bu sınıfın L tipi meteoritleri kondrit ve düşük metal içerir ki Çanakkale göktaşında bu durum vardır. Petrografik özelliğine göre sınıflandırıldığında da tip 6’ya yerleştirilebilir. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder